- içki içmek
- кызып алу
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
içmek — i, er 1) Bir sıvıyı ağza alıp yutmak Bir oluktan buz gibi bir su içtik. S. F. Abasıyanık 2) Sigara, nargile vb.nin dumanını içe çekmek Evinden pek seyrek zamanlarda içtiği nargilesini istedi. H. E. Adıvar 3) Bir şey, bir sıvıyı içine çekmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şerefine içmek — mutlu bir olay veya durumu kutlamak amacıyla içki içmek Dükkânın açılışı şerefine içildi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı bulmak — içki içmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki tek — İçki içmek anlamına gelen iki tek atmak deyiminde geçer El âlem huzurunda fütur etmeden akıllarına estiği zaman gelir, iki tek atarlar. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakmak — 1. i, e, ar 1) Vurarak sokup yerleştirmek Çiviyi tahtaya çakmak. 2) Çivi ile tutturmak İsa nın ruhu eğer bugün içinden çıkmış olduğu yere inerek bu sahneyi görseydi, kim bilir patriklerini hangi oduna çakardı. F. R. Atay 3) Kazık çakıp hayvan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
demlenmek — nsz 1) Çayın rengi ve kokusu suya geçmek 2) Pilav piştikten sonra bir süre bekletilerek kıvama gelmek 3) tkz. İçki içmek Haftada bir iki gün toplu olarak gittikleri bir meyhanede demleniyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
parlatmak — i 1) Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak Derdini anlayan birini bulmak sevinci küçük gözlerini parlatmıştı. H. E. Adıvar 2) nsz, argo İçki içmek Bir iki kadeh parlatmadan edemez. 3) nsz, argo Güzel, etkili,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tütsülemek — i 1) Türlü amaçlarla bir yeri tütsü dumanıyla doldurmak, tütsü yapmak 2) Et, balık vb. yiyecekleri odun veya saman dumanına tutmak 3) argo İçki içmek, sarhoş olmak Mutlaka bu akşam düğün şerefine o da kafayı tütsülemiş olacak. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük